Şimdi tercih dönemindeyiz. Bu yıl sınava giren öğrenciler sınav bitince stresten kurtulmuş olsalar da zihinleri sorularla karışmış durumda. Herkes kendisine en uygun olan seçimi yapmak için detaylı araştırmalar yapıyor. Bu seçimlerden biri de tıp seçecek öğrencilerin ve ayrıca bazı diğer bölümleri seçecek arkadaşların aklını kurcalayan ‘İngilizce mi Türkçe mi bölüm okumalıyım?’ sorusudur. Ben iki yıl önce araştırmalarım sonucunda bu soruya İngilizce tıp cevabını vermiştim. Şimdi bu kararı verecekler için adım adım konuşalım.
Tıp İngilizce dili etrafında gelişiyor.
İlk olarak şunu belirtmeliyim ki tıbbı türkçe de okusanız mutlaka İngilizce öğrenmelisiniz. İngilizcenin gerekliliğini tıp okumaya başladığınızda daha iyi göreceksiniz. Yapılan araştırmalar ve gelişmeler, textbooklar, makaleler İngilizce dilinde yayınlanıyor. Kendinizi geliştirebilmeniz, güncel tutabilmeniz için bu dili öğrenmeniz şart.
Peki, İngilizce tıp okumak zor mu?
Hayır, aslına bakarsanız [su_highlight background=”#f3f4fe”]İngilizce tıp okumak Türkçe tıp okumaktan daha kolay.[/su_highlight] Biliyorum kulağa biraz aykırı geliyor ama doğru. İngilizcenin beraberinde getirdiği kolaylıklar, farklı bir dilin getirdiği zorluklardan çok daha fazla. Peki nedir bu kolaylıklar ve zorluklar?
İngilizcenin sağladığı kolaylıklar
Yazının başında da söylediğimiz gibi doktor adayları bu dili mutlaka öğrenmeliler. Ve buna genç yaşta başlamak o dili oturtmak için çok iyi bir avantaj olur. İlk olarak tıbbi terimleri temelden öğrenmiş olursunuz. Daha sonradan İngilizceyi öğrenmeyi seçtiğinizde grammer gibi temel bilgilerin yanında terimlerle de uğraşırsınız.
Şunu unutmayın dil yaşayarak öğrenilir. Bölümünüzde okuyarak, duyarak, yazarak yani günden güne yaşayarak dilinizi pekiştirirsiniz.
İngilizce okumak size derslerinizde ve konuları öğrenmenizde de avantaj sağlayacaktır. Çünkü internette size yardımcı olabilecek çok güzel videolar, makaleler, siteler mevcut. İngilizceye aşina olduğunuzda kullanabileceğiniz kaynak sayısı inanılmaz ölçüde artış gösteriyor. Bir bilgiyi, kafanızdaki sorunun cevabını ararken kısıtlanma yaşamazsınız.
Öğrencilik yıllarında iyi bir tıbbi ingilizceye sahip olmanın bir güzel yanı da yurt dışı stajlarında size sağladığı kolaylık oluyor. Çünkü stajları ayarlamak için yazacağınız mektuplarda, Skype görüşmelerinde ve staj süresince İngilizce olmadan olmuyor.
Dilin beraberinde getirdiği zorluklar
İngilizce seviyeniz düşük seviyedeyse başta her dilde olduğu gibi aşmanız gereken belli zorluklar olduğunu söylemeliyim. Ancak bu zorlukları düzenli ve disiplinli bir çalışmayla kolaylıkla aşabilirsiniz. Hazırlık okuduğunuz süreçte bunu yapmak için bolca vaktiniz olacaktır. Şunu aklınızdan çıkarmayın; [su_highlight background=”#f3f4fe”]hazırlık okumak yıl kaybı değildir.[/su_highlight] Kendinizi geliştireceğiniz öğretim hayatınıza ve geleceğinize yatırım yapacağınız bir dönemdir. Ayrıca hazırlığı yarım dönemde bitirip kalan zamanınızda başka bir kursa giderek kendinizi daha ileri bir seviyeye de taşıyabilirsiniz. Bu çalışma yeterli olur mu diye tereddüttünüz olmasın çünkü gereken seviyeye gelmeniz için yeterli zamanınız var.
İngilizceyle aranız iyiyse ve yeterli bir seviyede olduğunuzu düşünüyorsanız hazırlık muafiyet sınavına girip direkt birinci sınıftan başlayabilirsiniz. Genel olarak öğrenciler hazırlığı geçip daha sonra derslerde zorlanır mıyım diye düşünüyorlar. Şunu rahatlıkla belirtebilirim ki hazırlık muafiyeti sınavlarının ölçme ve değerlendirme düzeyleri yüksektir. Yani sınavı geçmeniz derslerde çok fazla sıkıntı yaşamayacağınız anlamına gelir. İlk başlarda terimler konusunda biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz ama bu hazırlık okuyanların da sıkıntı yaşadığı bir bölüm ve çok uzun sürmüyor. Bir süre sonra kelimelere ve telaffuzlara aşina hale geliyorsunuz. Ve şu an muafiyete kadar iyi değerlendirebileceğiniz bir zaman var. Biliyorum çok yorucu bir dönemden çıktınız. Ancak uzun zamandır İngilizceden uzak kaldığınızı düşünürsek çok iyi seviyede olsanız da biraz paslanmış olmanız muhtemel. Bu yüzden muafiyete yönelik çalışma yapmanız size sınavda büyük kolaylık sağlayacaktır.
Peki ya önünüzde İngilizce tıp seçeneği yoksa?
Hayatta her şey olabiliyor. Belki çok çalıştınız ama istediğiniz bölümü kazanamadınız. Belki de yeterli çalışmadınız. Şu an önümüze bakma zamanı. Çünkü önümüzde ilerleyecek pek çok yol var ve biz fırsatlarla dolu olan bir hayata adım atıyoruz. Eğer gerçekten istersek çabalayarak kendimizi geliştirebiliriz. Türkçe tıpta okuyan ve kendini geliştirip iyi seviyede İngilizceye sahip, stajlar ayarlayan insanlar tanıyorum. Doğrusu Türkçe bölümde bunu yapmak daha zor ve meşakkatlidir. Ve bunu bu seviyeye getiren insanlarda azınlıktadır. Peki imkansız mı? Asla. Daha önünüzdeki yol yeni başlıyor. Aslında sınav bitince hiçbir şey bitmedi. O yüzden bu yazdıklarımla ümitsizliğe kapılmanızı değil, aksine ufkunuzun açılmasını isterim. Bir şeylerin farkında olmanızı ve bu uğurda adımlar atmanızı. Çünkü ancak bu şekilde [su_highlight background=”#f3f4fe”]daha ileriye, en iyiye[/su_highlight]yol alabiliriz.
Umarım bu yazının size faydası olmuştur ve önünüzü daha iyi görmenizi sağlamıştır.
Lütfen aklınızdaki soruları, düşüncelerinizi, eleştirilerinizi yorum olarak yazın. Onları burada okuyan ve dikkate alan biri olduğundan olabilirsiniz.
PS: Merak ettiğiniz konuları lütfen aşağıya yazın. Bu şekilde o konuları aydınlatmak için başka yazılar yazabilirim.
Sence hacettepe türkçe tıp mı yoksa ankara üni ing tıp mı?
Ankara Ingilizce tıp açılalı çok olmadı bildiğim kadarıyla, önceden Ingilizce bölümü yoktu. O yüzden bölüm hakkında pek bir fikir sahibi değilim. Hacettepe için konuşursam türkçeden arkadaşlarım var gayet memnunlar, makale saatleriyle ve kendi çalışmalarıyla ingilizcelerini geliştirmeye çalışıyorlar. Bu iki seçenek arasında bir karar veremem ama türkçe yazarsan da Hacettepe’de kendini geliştirmenin yolunu bulacağını düşünüyorum.
Çok yardımcı bir açıklama teşekkür ederim. Şuan ingilizce okuyacak olursam Atatürk Üniversitesi ( Erzurum) , eğer okumayacaksam ordu ya da karabük üniversitesi gelecek. İngilizceyi severim ama içimde nedense bir şüphe var 🙁
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakütesi dönem 3 İngilizce öğrencisiyim.Anlatacağım eksiklik okuluma özgü mü değil mi bilmiyorum ama benim okulumda İngilizce tıp eğitimi alan öğrencilere bir makalenin nasıl okunması ve yazılması gerektiği müfredat içinde öğretilmiyor.Gazi Üniversitesi’nde İngilizce tıp okuyan bir arkadaşım ise kendilerine makale okuma ve bu makaleyi İngilizce bir şekilde sunma ödevi verildiğini söylemişti ki dil becerisi zaten başka türlü gelişmez,bu yüzden İngilizce tıp eğitimi almak isteyen arkadaşlar lütfen okumak istediği okulun akredite olup olmadığına dikkat etsin.Kaldı ki Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin,Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin İngilizce bölümleri saydığım bu özelliğe sahip olsalar da istisnasız olarak Türkiye’deki tıp fakültelerinde İngilizce eğitim vermekten sorumlu olan akademisyenlerin dil becerileri oldukça yetersiz ve yeterli olanların oranı oldukça az.Aldığım eğitimi farklı iyi üniversitelerin farklı bölümlerinde okuyan öğrencilerin aldığı eğitimle karşılaştırırsam Bilkent Üniversitesi’nde ODTÜ’de okuyan arkadaşlarımın yanında benim sahip olduğum İngilizce becerileri onlarınkinin çeyreği kadar bile değil ki bu fark sadece üniversitenin hazırlık eğitiminin farklılığından değil dersleri veren akademisyenlerin niteliklerinin ve öğrencinin uzmanlaşacağı alanda kendisine kazandırılan dil becerilerinin oldukça farklı olmasından kaynaklanıyor.
Şikayetçi olduğum başka bir konu ise benim okulumda ve İstanbul Üniversitesi’nde olduğu gibi birçok üniversite tıp öğrencileri için başlangıç olarak B2 seviyesini yeterli görmekte ve bence bu düpedüz saçmalık.Ben C1 düzeyiyle okula geldiğim için eğitim alırken hiç zorlanmadım ama bunu sadece harf sınıflandırmasına göre düşünmeyin,şöyle düşünün:İngilizce olarak bir metni analiz etmeyi bilmiyorsanız,anlatmak istediğinizi konuyu temel bir şekilde de olsa konuşarak anlatamıyorsanız,İngilizce bir YouTube videosu izlediğinizde altyazı açmadan videoda konuşan insanların ne dediğini anlayamıyorsanız lütfen İngilizce bölüme gelmeyin !
Üniversitedesiniz artık,acele etmenize gerek yok.Gidin bir sene üniversitenizin hazırlık eğitimini alın,bol bol dizi-film izleyin,Cambly tarzı uygulamalar kullanın dile dair hangi beceriyi edinmeniz gerekiyorsa edinin ve okula öyle gelin.Bu gözler sormak istediği soruyu İngilizce bir şekilde nasıl soracağını bilmediği için ve iki yüz kişinin içinde İngilizce bilmediğini göstermekten utandığı için sormak istediği soruyu soramayan onlarca tıp öğrencisi gördü.
Yazı biraz uzun oldu ama son tavsiyem bölüme geldikten sonra da meraklıysanız çeviri faaliyetleriyle de uğraşın.Ben makale okumayı fakülte dergisi için çeşitli sendromlarla ilgili yazı hazırlarken sendromla ilgili makeleleri inceleyerek öğrendim.Dil becerisi geliştirmek için çok güzel bir egzersizdir.
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim, oldukça önemli bir noktaya değinmişsiniz. Hacettepe’de de makale nasıl okunur diye bir ders bulunmamakta ancak öğrenci kulüplerinin çalışmaları bu hususta çok verimli oluyor. Şöyle ki hocalarımızla makale saatleri düzenleniyor, küçük gruplarla öğle saatlerinde ya da hocaya uygun bir saat makale tartışması yapılıyor. Bu saatlerde hocalarımız makale okurken nelere dikkat edilmeli, metod nasıl değerlendirilmeli gibi konulardan bahsediyorlar. Bu şekilde yapılan oturumlar makale okuma ve yargılama becerisini geliştirmesi açısından çok faydalı oluyor. Bu şekilde bir eğitimi olmayan fakültelerde de kulüpler rol oynayabilir diye düşünüyorum. İngilizce yeterliliği konusuna da katılıyorum, dil öğrenmek için verilen bir yıl arayı kayıp olarak görülmemeli.