Yılın malum zamanı yine geldi çattı ve tercih sonuçları açıklandı. Aslında planımda farklı yazı konuları vardı. Ama özellikle instagram hesabıma sınav ve tercihlerle alakalı sorular geldiği için bugünün hatırına tercih sonuçları üzerine biraz konuşalım istedim.

Sınava hazırlanırken sınav bitip sınavdan çıktığınızda bütün sıkıntılar sona erecek gibi geliyor. Ama gerçek hayatta düşünüldüğü gibi gerçekleşmiyor. İç endişeler, türlü türlü sorular beyninizi kurcalamaya devam ediyor. Bugün de yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla farklı sorular meydana çıkıp kendilerini gösterdiler. Yerleşen arkadaşlar gidecekleri şehirleri, kalacaklı yerleri; yerleşemeyen veya tercih yapmayan arkadaşlarsa sınav gündeminin süreceği bir yılı düşünüyor.

Sınav yolculuğunda herkes kendince bir emek sarfediyor ve yılın bu zamanı da bu emeğin mahsulünü toplama zamanı bir nevi. Ama maalesef bazen elde olmayan nedenlerden bazen kişinin kendi hatasıyla yeterince emek verilmediğinde sonuç hüsranla sonuçlanabiliyor. Benim de üzüntülerini paylaştığım arkadaşlarım, tanıdıklarım var. Ama sonuç hüsran da olsa dünyanın sonu değil. Biliyorum bu çok klişe bir söz ama doğru söze ne denir. Dünya kimsenin başına yıkılmadı bugün. Hâla önümüzde seçenekler var. Tekrar hazırlanma seçeneği, daha çok çalışma seçeneği, hayallere ulaşma seçeneği… Tek yapmamız gereken ilerlemeye devam etmek. Ne garip ki bu konuyla hiç alakası olmayan bir kitapta okuduğum bu paragraf söylemeye çalıştığım şeyi benim yerime açıklamış.

[su_quote]

Yürümenin bir yönü kaçınılmazlıktır. Kant’ın öğleden sonra saat beşte evden çıkıp yürüşünü yapacağı kesinkes bilinirdi. Değişmez bir ritüeldi. Kaçınılmazlık düzenliliğe kaçınılmazlığı ekler, fakat bu ögrenilmiş, yapa yapa ilke haline gelmiş bir kaçınılmazlıktır. Disiplinle birlikte kişi kendi kaderini bizzat tayin edebilir. Yirmi, otuz belki kırk yılın sonunda, çabalarımızın bize neredeyse körü körüne bir mecburiyetmiş gibi geldiği bir nevi irade eşiği vardır…Kaçınılmazlık disiplinin sadece pasif bir alışkanlık olmadığını gösterir. İradenin kaderi çizdiğine inandırır, ki Nietzsche de özgürlük tanımını bunun üzerinden yapmıştır. Yürümedeki kaçınılmazlık, bir kez yola çıkanın gideceği yere ulaşma zorunluluğudur. İlerlemekten başka çare yoktur. Yorgunluğun ve yolun sonunda, insan her zaman gideceği yere ulaşır; “Hadi bir saat daha,” demek ve “Ha gayret!” diye düşünmek yeterlidir. Yasadır bu, değiştirilemez. Yayayken oraya ulaşmak için yürürüz. İradenin kadere tecellisi budur.
-Yürümenin Felsefesi

[/su_quote]

Emeğinin karşılığını alanlar bugün bu tecellinin tezahür etmesine tanıklık ediyorlar. Yeterince emek gösterememiş olanlar veya talihsiz durumlarla karşılaşanlara ise şunu söylemek isterim; ikinci şanslar bunun için var. Eğer kendinizi psikolojik olarak bir yıl daha çalışmaya hazır hissediyorsanız hayalleriniz için bu bedeli ödeyin. Eğer önünüzdeki tüm yılları şekillendirecekse bir yıl feda edilebilir. Yeter ki gereken emeği ödemeye cesaretiniz olsun gerisi bence teferruat.

Üniversite yolculuğuna başlayacak olanlara ise naçizane bir tavsiye vermek isterim. Bu yol ayrımında herkes farklı alanlarda eğitim almak için ter dökecek ve çoğu bu amaç için evinden ayrılıp farklı bir şehre gidecek. Okuduğunuz bölüm tıp da olabilir hukuk da süt ve süt işleri de… Bir bölümün puanının diğerinden yüksek olması bir mesleği diğerinden daha değerli yapmaz. Alın teri dökülen ve naif amaçlarla yapılan her meslek değerlidir. Umarım siz de gideceğiniz bölümde bu amaçla okursunuz. Ve üniversite yıllarınızda gerçekten öğrenme ve kendinizi geliştirme üzerine çalışırsınız. Üniversitede olabildiğince çalışmamaya çabalayan kişileri görmek oldukça üzücü. Çünkü asıl eğitim şimdi başlıyor. İleride yapacağınız ve kişiliğinizin bir parçası olacak mesleği iyi icra etmeniz ve alanınıza hakim olmanız sizin şanınızı yüceltir ve bu süreç de öğrencilikten başlıyor.

Dersimize giren değerli bir hocam şöyle demişti: “Öğrencilik yıllarınızda oluşturduğunuz alışkanlıklar ve hayat düzeni sizin için çok önemli. Çünkü ilerideki hayatınızın düzenini ve temelini şimdi oluşturuyorsunuz.” Bana kalırsa bu bilinçte bu yola başlamak size önemli kazanımlar katacaktır.

Sonuç olarak bugün kimi için mutlu kimi için buruk bir gün. Ama işte buna da hayat diyorlar. Ne olursa olsun özelikle önümüzde çeşitli olasılıkların olduğu bu genç yaşlarımızda ilerlememiz gerek. Mezuna kalacak arkadaşlara dirayet, üniversiteye geçeceklere verimli bir eğitim hayatı diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun.

 

Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Yazıyla alakalı geri dönüşlerinizi okumaktan mutluluk duyarım. Öyleyse yorumlarda buluşalım. 

Share: