Üçüncü sınıf tüm hızıyla başladı. Hatta ilk komitemizi geride bıraktık bile. Yeni bir seneye başlarken yeni derslere nasıl çalışılır, hangi kitaplar kullanılır gibi sorulara cevap ararım. Şu an ikinci sınıfta olanların da bu süreçten geçtiğini düşündüm. Bu yüzden ikinci sınıfı anmak, bazı dersler çıkarmak ve ikinci sınıfta olanlara fayda sağlamak amacıyla geriye dönüp tıpta ikinci yılımın nasıl geçtiği hakkında konuşalım istiyorum.
Anatomili Günler
Dönem ikinin demirbaşı, çok canlar yakan ve çoğu kişileri de ihya eden dersimiz; anatomi. Bazı okullarda anatominin kas-kemik kısmı birinci yılda veriliyor ancak Hacettepe’de bütün anatomi konuları ikinci sınıfta veriliyor. Bu yüzden de çok yoğun bir programı oluyor. Dönem ikiye başladığımda bu yoğunluk gerçekten gözümü korkutmuştu ama ilk komiteyi atlattıktan sonra hızlı tempoya alışıyorsunuz. Yani o acılı süreç sonsuza kadar sürmüyor.
Aslına bakarsanız öğrendiğiniz bilgilerden zevk duyuyorsunuz. İnsan vücudu gerçek anlamıyla sizi büyülüyor. Komite öncesi yoğun çalışma, ezberler beni bunaltsa da komite bittikten sonra öğrendiğim yeni bilgilerin beni mutlu ettiğini hatırlıyorum.
Senenin başında anatomiye çalışma yolumu bulmak için biraz zaman geçmesi gerekmişti. Deneyerek yanılarak bir süre sonra düzen oturmayı başardım. Özellikle derste gördüğümüz konuları laboratuvar saatlerinde hocalarımızla, arkadaşlarımızla tartışmanın, maketler ve kadavra üzerinde tekrar etmenin faydası oluyordu. Çünkü bilgiler epizodik yani anısal belleğe alındığında daha kolay hatırlanıyor.
Bağlantı Kurma
Dönem ikinin bir güzel yanı konuların birbirini tamamlamasıydı sanırım. Yani aynı sistemi fizyolojide, histolojide, anatomide farklı taraflarından öğrenmek konunun bütünlüğünü sağlamada çok yardımcı oluyordu. Dersler arasındaki bağlantılar konu ilk dinlediğinde gözden kaçsa da dersleri tekrar gözden geçirirken ve komiteye yakın yoğun çalışırken daha anlamlı geliyor.
Konular arasında iyi bir bağlantı kurabilmenin, hafızamızda daha kolay yer alabilmelerini sağlayabilmenin benim için en etkili yolu derslere gitmekti. Sadece okuyarak değil aynı zamanda duyarak, sorarak, tartışarak öğrenmek hem bağlantı kurmamda yardımcı oldu hem de konuları daha kolay hatırlamamı sağladı. Şu an aradan aylar geçmişken en iyi hatırladığım bilgiler anısal hafızamda kalanlar bu bilgiler oldu.
Kitaplar, kitaplar, kitaplar…
İlk olarak atlaslar. Bir hocamın tavsiyesi üzerine kemikler için Sobotta, kalan konular içinse Netter kullandım. Sobotta’daki kemik çizimlerini gerçekten daha faydalı buldum. Eğer siz de kısa süreli farklı bir atlastan faydalanacaksanız üst dönemlerden veyahutta kütüphaneden temin edebilirsiniz.
Derste aldığım notların yanı sıra bazı derslerde textbooklardan yardım aldım. Aslına bakarsak çoğu zaman bir kitabı baştan sona takip etmedim çünkü önceliğiniz derste işlenilenlerse bu zaman açısından sıkıntı yaratabilir. Ama bazen de konuyu daha iyi kavramak ya da kafamdaki soru işaretlerini gidermek için ek okumalar yapma gereksinimi duydum.
İlk olarak anatomide zaman zaman “Gray’s Anatomy”den faydalandım. Belirtmekte fayda var ki bu kitap oldukça tehlikeli bir kitap. Anlatımı çok güzel olmasına karşın içine çok dalarsanız kaybolabilirsiniz. Sizi ayrıntılara boğup zaman kaybı yaşamanıza neden olabilir. Ancak bir konu da takıldığınızda da o konuyu kavratma güzel kavratıyor. O yüzden spesifik olarak zorlandığım konularda bu kitabı kullanmaya çalıştım.
“Fonksiyonel Anatomi” anatomide kullandığım bir diğer kitaptı. Bu kitabı oldukça düzenli olarak konulara paralel bir şekilde kullandım. Oldukça yalın, akıcı bir anlatımı var. Konular çok uzun olmayan bir şekilde toparlanmış. Konuları tekrar etmek için de güzel bir kaynak olduğundan kullanabilirsiniz.
Fizyoloji’de ise derslerimizde genelde kaynak olarak “Guyton” ya da “Ganong” gösterildi. Bu kitaplara göz gezdirdim ancak bu kitapların anlatımı çok daha detaylı olduğundan konuyu kavramak için başka kaynaklara başvurdum. Bunlardan biri “Berne&Levy” idi. Özellikle bu kitaptaki illüstrasyonlar konunun anlaşılması ve akılda kalması açısından çok güzeldi. Fizyolojide konu anlatımı için ise aklıma takılan yerlerde “Kaplan-Usmle” kitabını kullandım. Bu kitap bir textbook kitabından ziyade konuyu maddelerle açıklayan bir konu anlatımlı kitap. Anlatımı konunun mantığını kavratmaya yönelik olduğu için oldukça özet şeklinde bu da okunmasını kolaylaştırıyor.
Genel olarak dönem 2 benim için bu şekilde geçti. Kitaplar biraz fazla ve çeşitli gözüküyor ama daha önce belirttiğim gibi bunları baştan sona çalışmadım. Ancak belli bir konuyu araştırmak istediğimde başvurdum. Sınav odaklı düşündüğünüzde textbook okumayı çok mantıklı bulmayabilirsiniz. Ancak önünüzdeki sınav ne hayatınızdaki ilk sınav olacak ne de son. O yüzden öğrenmekten zevk alarak, araştırarak, sorgulayarak çalışmak hayatımızın en güzel zamanlarından birinde kendimizi stresle boğarak ya da sadece ezber yaparak çalışmaya yeğdir. Dönem ikideyken zamanla-biraz geç de olsa-bu şekilde bir bakış açısı kazandım. Geriye dönüp baktığımda öğrendiklerimle beraber bana önemli şeyler katan yoğun bir yıl görüyorum. Sizin de öğreneceğiniz, gelişeceğiniz bir yıl olmasını dileğiyle.
[su_highlight background=”#e3dff8″]Dönem 2 ile ilgili aklınıza takılan sorularınızı ve düşüncelerinizi aşağı yorum olarak yazabilirsiniz. Onları burada okuyan ve dikkate alan biri olduğundan emin olabilirsiniz.[/su_highlight]